Yeni sayfanın içeriği
Kuşlar (Aves) aktif uçma yeteneğine sahip olan tek omurgalı sınıfı. Bu canlılar uçma yetenekleri sayesinde
birbirinden oldukça uzakta bulunan bölgelere erişebilirler ve bu alanları hayatlarının belirli evrelerinde kullanabilirler. Çoğu kuş türünde göç davranışı görülür ve yılın belirli dönemlerinde beslenme barınma ve üreme için tercih ettikleri alanlar farklıdır.
Uçmaya yönelik olarak geliştirilen en önemli adaptasyon tabii ki kanatların gelişimidir. Kanatlar özel yapıları sayesinde su ve havayı geçirmeyecek şekilde oluşmuştur. Bu da uçuş esnasında kuşlara büyük kolaylık sağlar. Kanat hareketi ve özellikle uzun mesafe uçuşları oldukça büyük miktarda enerji ve kas gücü gerektirir. Bu amaçla kuşların göğüs kemikleri (sternum) genişlemiş ve diğer omurgalı gruplarına göre çok daha sağlam bir yapı kazanmıştır. Göğüs kemiğine bağlanan çok güçlü kaslar da kanat hareketine yardımcı olan bir diğer adaptasyondur. Vücutta enerji üretimi solunum yoluyla gerçekleştirilir. Kuşların uçuş esnasında nefes nefese kalmamalarının tek sebebi de dolaşım sistemlerindeki farklılık sayesinde aynı anda hem nefes alıp hem de verebilmeleridir.
Tüm bunlara ek olarak uçuş sırasında vücut ağırlığının azaltılması için belirli yapılarda körelmeler görülür. Örneğin dikkat ettiyseniz hiçbir kuşun dişleri yoktur! Gaga ise uçuş sırasında dengenin sağlanmasında kuyruk ile birlikte işlev görür. Bunun yanında; derilerinde hiçbir salgı bezinin bulunmaması (özellikle su kuşlarında bulunan kuyruk dibi yağ bezi haricinde) kemiklerin içerisinde hava boşluklarının bulunması iç organların arasında ek hava keselerinin varlığı idrar keselerinin olmayışı sağ ovaryumun (yumurtalık) ve sağ yumurta kanalının körelmiş olması ayrıca üreme organlarının üreme dönemleri dışında küçülmesi ve tabii ki tüylerin hafifliği vücut ağırlıklarını azaltmaya yönelik kazandıkları adaptasyonlardır.
Sıcak kanlı oluşları yüksek enerjili besinleri tercih etmeleri sindirim-solunum ve boşaltımın oldukça hızlı ve etkin oluşu ve yüksek bir ****bolizma hızına sahip oluşları uçuş esnasında güçlerinin korunmasına yardımcıdır.
Vücudun aldığı şekil de uçma sırasında sürtünmeyi en aza indirecek şekildedir. Ayrıca yine bir uçma adaptasyonu olarak büyük ve gelişmiş kasların çoğu vücudun arka bölümünde toplanmıştır.
Uzun mesafe göçleri öncesinde yağ depolama hızlarını artırarak vücut ağırlıklarını yaklaşık 3 katına çıkarmaları da bir başka uçma adaptasyonu olarak sayılabilir
 |
"V" şeklindeki uçuş.
|
Kuşlar, böyle zorlu uçuşlar için uygun bir tarzda yaratılmış olmalarının yanında, bir de elverişli rüzgarlardan faydalanmalarını sağlayacak yeteneklerle donatılmışlardır.
Örneğin leylek, yükselmekte olan ılık hava akımlarıyla 2.000 metreye kadar çıkar, ardından kanat çırpmaksızın bir sonraki ılık hava akımına doğru süzülür.
Kuş sürülerinin bir başka uçuş tekniği ise "V" şeklindeki uçuştur. Bu sayede, önde giden kuvvetli ve büyük kuşlar, karşı hava akımına karşı bir çeşit kalkan oluşturarak, daha zayıf olanların işlerini kolaylaştırırlar. Uçak mühendisi Dietrich Hummel bu şekilde bir organizasyonun sürü genelinde % 23 tasarruf sağladığını ispatlamıştır.Sıcak hava dalgası içinde yükselen kuş, en yukarı ulaştığında kendini aşağı bırakarak süzülür. Bu kuşa büyük bir
Göçmen kuşların bir bölümü çok yüksek irtifada uçarlar. Örneğin kazlar 8.000 metre yükseklerde uçabilirler. Atmosferin, 5.000 metre de bile deniz seviyesine kıyasla % 63 daha az yoğun olduğu hatırlandığında kazların uçtuğu yüksekliğin ne denli akılalmaz olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü, atmosferin bu denli seyrek olduğu bir yükseklikte uçan kuş, daha hızlı kanat çırpmak ve dolayısıyla daha fazla oksijen bulmak zorundadır.
Ancak bu hayvanların ciğerleri, yükseklerdeki oksijenden maksimum oranda faydalanabilecek şekilde yaratılmıştır. Memeli hayvanlarınkinden farklı bir şekilde çalışan akciğerler, kuşların seyrek havadan normalden fazla enerji almalarını sağlar.

